BEYŞEHİR - Ali Akkanat Kampüsü’ndeki Anamas Konukevi’nde Akkanatlı İşletmeciler Kulübü tarafından düzenlenen konferansta konuşan İnançer, “Hazreti Mevlana, hakkında yaşadığı döneme en yakın zamanlardaki kitap yazılmış dolayısıyla, fazla rivayete değil, gerçeklere dayanan bilgilere sahip olduğumuz, ayrıca kendi eserlerinin orjinalinin tamamına sahip olduğumuz bir büyüğümüz olduğu halde, ne yazık ki hiç tanınmıyor, az tanınıyor, yanlış tanınıyor. ’42 senedir sen ne yaptın’ derseniz, işte tanıtmaya uğraşmakla meşguluz, daha muvaffak olamadık.”dedi.
İnançer, birtakım İran ve Şii tesiriyle Hazreti Mevlana ve Hazreti Şems ikilisinden bahsedildiğini de belirterek, “Asla kat’a böyle değildir. 1925’te çıkarılan Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu’ndan dolayı bu nevi konular zamanın tabiriyle yer altına inmiş, farkında mıyız ne kadar çok başkasına bağlı hale gelmişiz. Ne kadar şahsiyetsiz hale gelmişiz farkında mıyız?” diye sordu.
Hazreti Mevlana hakkında yazılan bir kitabı da eleştiren İnançer, “Çok sattı diye kıymetli zannedilen bir kitap fevkalade yalan söylüyor. Ama ölçümüz o kadar terazesinden şaşmış ki, çok satıyor. Şimdi buraya bir şov grubu gelseydi, bunun beş misli kalabalık olurdu. Demek ki bu kitle işi değil, satma işi değil, işte kadıncağızın aşk isimli kitabında ‘Amerika’da evli bir kadının başka evli bir erkekle ilişkisi’… Bunun adına ‘ zina, fuhuş’ derler. Bu ilişkiyi, Hz.Mevlana ile Hz.Şems arasındaki gönül muhabbetine paralel gösteriyor. Af buyurun ama yediği halta bak. Bunu da bu cemiyet okuyor. Okuyup çok para verdiği çok satıldığı için de doğru zannediliyor, ne yazık ki bu ucuzlatılmış, maddeye indirgenmiş dünyada biz de aşk gibi çok yüksek, çok yüve bir kavramı ucuzlatmışız. Şunu unutmamak lazım; aşk iki beden arasında değil, iki gönül arasındaki ilişkidir. Gönülde ise cinsiyet yoktur, hasılı Hz.Mevlana yalnızca Hz.Şems’e muhabbet etmiş değildir. ‘Efendim kitabına divan-ı Şems adını vermiş’ Hiç öyle bir şey yapmamış. O ismi verenler İranlılardır.”diye konuştu.
Hazreti Mevlana’yı da anlatan İnançer, pirin gençliğinden itibaren şiir yazan bir zat olduğunu ve şiirlerinin ise içindeki ahenkten dolayı kolay ezberlendiğini söyledi. İnançer, şöyle devam etti: “İçindeki var olan ritmden dolayı bu ritm aruz ve hece kalıplarıyla ölçülebilir.Birde ölçülemeyen ritm sahibi kitaplar vardır. Kur’an-ı Kerim bunların başında gelir. Hz.Mevlana çok ciddi, çok güzel, çok doğru hitmetli sözleri ve manaları, kolay ezberlensin, akılda kalsın diye şiir kalıbına dökerek yazmış. Bunu gençliğinden itibaren yapmış ve tasavvuf terbiyesi, ki bu benlikten geçmek, enaniyetten geçmek, onun terbiyesini almak demektir. “ Konuşmasında bir televizyon kanalında yayınlanan Hz.Mevlana ile ilgili belgeseli hazırlayanları da eleştiren İnançer, Hz.Selahaddin hakkında yazılan bir şiirin bile Hazreti Şems’e mal edilebildiğini belirterek, “Böylesine cahil herifler, belgesel yapıyorlar, hiç mi kontrol etmediniz?”diye tepki gösterdi.
Konferansa Beyşehir Kaymakamı Muzaffer Başıbüyük, Hüyük İlçe Kaymakamı Yasin Yunak, Beyşehir Belediye Başkanı İzzet Taşcı, Ali Akkanat İşletme Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Adnan Çelik,Ali Akkanat Beyşehir MYO Müdürü Yrd.Doç.Dr.Aziz Öztürk, İlçe Emniyet Müdürü Nedim Özata, akademisyenler, kurum amirleri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve üniversite öğrencileri katıldı.
Konferans sonunda İnançer’e protokol tarafından çeşitli hediyeler verildi. |